MÜMTAZ : Sizin sorduğunuz sorunun aynısını firavun da Hz. Musa’ ya (a.s.) sorar. Verilen yanıt onların akıbetinin Allah katında malum olduğudur. Diğer ayeti kerimede de kendilerine peygamber gönderilmeyen bir topluma azap edilmeyeceği bildirilmiştir. Öncelikle bu insanlardan müslüman olmalarını falan zaten beklenemez. İslam alimleri bu konuda genelde iki görüş sunarlar. Birincisi bu insanlar öldükten sonra sorgu suale tabi olmayacaktır. Cennete gidecekler veya ahiret hayatı yaşamayacaklardır. Diğer görüş ise Allah’ın insana vermiş olduğu idrak kabiliyeti, bir yaratıcının varlığı idrak etmek için yeterli olduğundan, bu insanların sadece bir yaratıcının varlığını akıl etmek ile mükellef olacakları yönündedir. Örneğin İmam Gazali (k.s.) hazretlerinin konuyla ilgili düşüncesi şu şekildedir.
1. Peygamberin (s.a.v.) davetini duymamış, kendisinden haberdar da olmamıştır. Bu sınıfa giren insanlar kesin olarak ehl-i necat olup cennetliktir.
2. Peygamberin (s.a.v.) davetini, gösterdiği mucizeleri ve güzel ahlakını duymuş olmakla beraber ona iman etmemiştir. Bu sınıf kesin olarak azaba uğratılacaktır.
3. Peygamberin (s.a.v.) ismini duydukları halde, aleyhinde yapılan olumsuz propagandalardan başka bir şey duymadıklarından, kimse onlara doğruyu söyleyip onları teşvik etmediğinden alaka duymamaktadırlar. Bunların da ehl-i necat olacaklarını, yani cennete gireceklerini umarım.
Tabi ki en doğrusunu Allah bilir. Bu insanların varlığının diğer önemli bir hikmeti de şudur. Ben antik dinlerin nasıl ortaya çıktığını ve insanların bunlara neden inandığını çözmek için debelenirken cevabın aslında burnumun dibinde olduğunu çok sonra fark etmiştim. Awa’lar yada benzer ilkel ya da az gelişmiş toplumların inançları ile antik medeniyetlerin inançları neredeyse aynıydı. Dolayısıyla onları gözlemlemek hem geçmişe hem de senkretik dinlerin nasıl ortaya çıktığı anlama konusunda çok kritik bir rol oynuyordu. Örneğin Awa’ların inançlarından bahsedeyim biraz size.
Awa’lar dolunay gecesi ormanda ritüel düzenlerler. Ritüel sırasında ağaç dallarından yaptıkları kulübemsi bir yere sırayla girerek transa girerler. Burası onlar için dünyalar arasında bir portal görevi görür. Düzenlenen ritüel sırasında, insanlar dünya’yı geride bırakırlar ve orman ruhlarının alanı olan iwa’ya yolculuk ederler. İwa’ya ulaştıklarında atalarının ruhlarına ve ormanın ruhlarına rastlarlar.
Özellikle dolunay gecesi düzenlenen ritüeller, girilen translar ve irtibata geçilen ruhlar. Bunları da hafızamıza not edelim ve devam edelim.
Arkeolojik keşifler neticesinde de görülmektedir ki Hz. Adem (a.s.) ile başlayan soyut inanç, insanlar yozlaşıp ilahi vahiyden koptukça yerini her türden saçma sapan pagan inanç formlarına bırakmıştır. Bu pagan inanç formlarından biri de dikilitaşlardır.