MÜMTAZ : Benim zamanında hep anlamakta güçlük çektiğim şeylerden biri de antik medeniyetlerin pek çok kez tarih sahnesinden adeta silinip gitmeleri olmuştur. Kendi zamanlarının metrapolleri olan yerleşim yerleri neden terk edilmişti hiç. Bugünün New York’unu düşünelim. 300 sene sonra bomboş sokaklarla, gökdelenlerle dolu bir terk edilmiş bir şehir olabilceğini nasıl açıklayabiliriz. Film senaryolarını saymazsak.
Bahsettiğim bu terkedişler çoğunlukla büyük felaketler ile ilişkilendirilir. Ama burada bahsedilenin sıradan deprem, sel gibi afetler olamayacağını düşünmek gerek. Bir şehir ancak tamamen yok olması halinde terk edilir. Devasa binaların bir kaç ayda yapılabildiği günümüzde bile insanlar yaşanılan her türlü felakete rağmen yaşadıkları yeri terk etmek yerine onun yeniden inşasını tercih ederler. Ki mantıklı ve efektif olan da budur.
Peki bina yapma süresinin on yılları bulduğu dolasyısıyla inşa edilmiş binaların çok kıymetli olduğu bir çağda durum ne olurdu diye düşünelim. Şu açık bir gerçek ki bir yerleşkeyi bırakarak sıfırdan yeni bir yere şehir kurma girişiminin belli ölçüde tamamlanması dahi ortalama insan ömrünün çok çok üzere olacakır. Dolayısıyla bunu en başta sefahata alışkın iktidar sahipleri olmak üzere kimse tercih etmezdi. Bu yüzden en hızlı şekilde yaşanılan yerin tamiratına yönelirlerdi. Şehri terketme ihitmali ancak mecbur kalmış olmaları durumunda gündeme gelebilirdi. Mecburiyetten kastım 10 ve üzeri şiddetlerde inanılmaz yıkıcılıkta ki depremler ya benzer yıkım gücüne sahip farklı afetlerdir. Tabi eski taş binaların doğal afetlere özellikle de depremlere karşı çok çok daha dayanıklığı olduğunu da unutmamak gerekir.
Bunun yanında bana göre çok daha acaip olanı, ortada açıklanabilir bir neden olmadığı halde terk edilmiş şehir kompleksleridir. Ayette geçen “terkedilmiş bomboş yüksek saraylar” ifadesini ilk duyduğumda aklıma gelmiş olan Mayaların dini merkezi Teotihuacan gibi mesela.
Mağaraların derin kısımlarını kutsal olarak gören bu mayalar, yağmur tanrısı Chaac için, çocukları canlı canlı su dolu çukurlara atıyorlardı. Bazıları ise, tanrılara sunulmadan önce derileri soyulup, uzuvları parçalanıyordu. Mayalara göre tanrılar çocukları tercih ediyordu. Yağmur tanrısının insanlardan 4 tane yardımcısı vardı. Bu barbarlar için kurban edilen çocuklar yağmur tanrısı chaac ile direkt olarak iletişim kurmak için bir araçtı.
Velhasıl 2.000.000 nüfuslu bir toplumun insanları adeta sırra kadem basmış bir anda ortadan kaybolmuşlardı. Ama nasıl ? Acaba helak olmuş olabilirler mi ?